Ekonomik kalkınmada üç sınıf vardır
İSMAİL AKYILDIRIM
Bir ülkenin gayri safi milli hasılası o ülkenin nüfusuna bölündüğü zaman,
kişi başına düşen GSMH ile bulunur.
Aynı şekilde, bir ülkenin gayri safi yurt içi hasılası, o ülkenin nüfusuna bölündüğü zaman ise,
kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasıla ile elde edilir.
Uzmanlar böyle diyor.
Madalyonun diğer tarafına baktığımızda.
Milli gelirin en altındaki ücret, işçi, kalfa ve çıraklara verildiği gerçeği yatmaktadır.
Bunu adına ise asgari ücret deniliyor.
Özellikle ihracat ürünlerinden elde edilen devlet payının havuzda toparlanıp, elde edilen kârın,
kamu kurum ve kuruluşlarının giderlerini karşılayıp, elde kalan miktarın çalışan ülke insanına eşit bir şekilde dağıtılmasıdır.
***
Avrupa ülkelerine baktığımızda, tasarruf başlı başına vazgeçilmezler arasındadır.
Makam aracı sayısına da Avrupa ülkeleri ile aramızda uçurum var denebilecek kadar fark olduğunu görmekteyiz.
Bütün bunlar milli gelirden ayrılan bütçeyle karşılanan ihtiyaçlar listesine girmişlerdir.
Mal ve hizmet alımı, yapım, onarım, inşaat ve yakıt gibi gereksinimi olan her ne var ise…
***
Gelelim üreten ve tüketen sınıfa…
Ülkemizin vazgeçilmezi olan çiftçisi.
Tarım ve ziraatla uğraşan insanların ürünlerinin tam anlamıyla para etmemesinin nedenleri ise,
halkın eşit ücret alamayıp, alım gücünün düşmesinden kaynaklanan gerçeklerdir.
Üretici ve tüketici arasında hiçbir fark yoktur.
Birisi ihtiyacı olanı alamıyor, diğeri ise elindekini satamıyor…
Hiç kimseye marjinal faydası olmayan bir işleyiş.
Gayri Safi Milli Hasıladan gerçek anlamda pay alamayan, alamadığı için de üretici ve tüketici arzuladığı istikrarı bundan dolayı yakalayamıyor.
Manzara böyle…
***
Şimdi, gelelim ekonomik olarak kalkınma konusuna:
Bu aşamalardan sonra yatırımlara geçildiğinde,
Gayri safi milli hasıladaki artış kadar yatırım yapmak,
Ekonomik kalkınmayı hızlandırarak yüksek seviyelere çekmek için ise,
Üç sınıf vardır…
Bunlar; idareci, müteşebbis ve bilim adamıdır.
İdarecilerin bazı engelleri ortadan kaldırması, topu müteşebbislere atması anlamına gelir.
Müteşebbislerin yatırımlar yaparak ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmaları,
bu kalkınmaya fikirleriyle ışık tutarak yol gösterecek bilim adamları, bu kalkınmanın devamlı olmasını mutlak suretle sağlar ve uygular...
Bu kaçınılmaz bir programdır.
Ezcümle;
"Halkı yaşat ki, devlette yaşasın…"
Bu slogan ülkenin gelişmesi için çok ama çok önemlidir.