Yoksula para teorisinden bahsetmek
İSMAİL AKYILDIRIM
Ekonomik dengelere baktım şunu düşündüm,
Gelir dağılımı çok adaletsiz diye...
Fakir kundura ve kuru ekmek, zengin yeni araç peşinde.
Türkiye'de en yoksul kesimi, gıda, barınma ve yakıt masrafları zorlarken,
Yüksek gelir grupları gıda yanında, araç alımına, kiraya, restoran ve kafelere kaynak ayırabiliyor.
Zengin için gıda ile araç neredeyse aynı. Bu gerçek bir istatistik!
***
Ülkemizde ki milli gelirinin kişi başına 10 bin dolardan fazla olduğu defalarca açıklanan söylemlerdir.
10 bin dolardan ve milli gelirden yararlanan gece kondu sakinini gösteren bir uzmana rastlayamazsınız…
Ekonomi rayında ve seyrine devam ediyor denildi.
Peki sormak lazım gelir ki,
Yılda bir kez ayağına kıt imkanlarla ayakkabı alan vatandaş, rayında giden ekonomimize dahil midir?
İş dünyası ise vatandaşın elinde avucunda, dibinde, köşesinde ne varsa hepsini almaya talip!
Ekonomimiz vatandaşın dar günümün dayağı dediği, dipte, zulasında ki altınlarının gün yüzüne çıkmasıyla seyrine kaldığı yerden devam ediyor.
***
Halkımız, ekranlarda gösterilen borsa haberlerinden, tefe tüfe 'den, inişli çıkışlı zikzaklı çizgilerden pek anlamaz.
Vatandaş, eline geçecek, geçimini sağlayacak paranın ne kadar olduğunu bilmek ister...
Grafikler umurlarında değildir!
Sözüm, ekonomiye yön veren, paramızı kır at gibi şahlandıran uzmanlara; özelliklede siyasilere:
Günlükçü, yevmiye usulü çalışan bir işçiye, ekonomik büyüme ve kalkınmadan veya para teorisinden bahsederseniz,
Size yanıtı şu olur:
Keşke o bahsettiğin paradan bende olsa da, susman için ne kadar gerekiyorsa sana versem ve yeter ki sussan!