Hülasayı manzara…
İSMAİL AKYILDIRIM
Sistem der ki,
Robot olun…
Sevgiden,
Doğadan ve insanlıktan uzak yaşayın...
Uzaklaşın birbirinizden,
Herkes yalnız kalsın, yalnız yaşasın...
Ağzınızı açmayın.
Bağırıp çağırmayın.
Yani,
Anlamı şudur…
Boğazınızdan kesin,
Yemeyin, içmeyin…
Fazla deterjan kullanmayın.
Ütüsüz elbise giyinin…
Yemeğinizi ısıtmadan yiyin,
Paradan kısıp, üşütüp donun, fazla enerji kullanmayın.
Aç kalıp, tok sallanın…
Fazla konuşmayın, hak aramayın, hukuktan bahsetmeyin…
Gazete de okumayın.
Çoluğunuzu çocuğunuzu da fazla düşünmeyip, saldım çayıra Mevlam kayıra deyip geçinip gidin bir kalem.
Yazmayın, çizmeyin, eleştirmeyin, hoplayıp zıplamayın…
Sallayıp başınızı, elinize ne verilir ise alın maaşınızı...
***
Ha bir de ne vardır?
Şunlar vardır…
Allı pullu sistem bunu çok ister:
Oturun oturduğunuz yerde; evinizde, kıraathaneniz de,
Köylüye, kentliye, kasabalıya, varoşluya,
İzlettir türkü, şarkı yarışmalarını, şatafatlı holding dizilerini,
Uyut garibanı, gurebayı…
Kır reytingleri,
Çek altına Ferrari F 458 İtalyan otomobil,
Tak başına beyaz şapkayı, atla absolute 70 talent tekneye,
Sonra açıl mavi patiskalara! Veya bir dağ yamacında kayağa!
Gez dolaş Yunan adalarını, ver elini modanın başkenti Paris’e!
***
Ardından ise anlamadığı ortama alkış tutan vatandaşımız…
Sabahın erken saatlerinde ayakkabı boyamak için sırtındaki sandığı ile yola çıkar…
Beş ekmek, bir paket cigaradır hayali,
Kendi sırtında ki kara sandıktan, emek;
Emeğinin karşılığında üç ekmek, bir paket filtreli maltepe çıkar…
Daha sonra sırtındaki sandıktan daha büyüğü daha parlağı, mahalle okulunun küçük dersliğinde önüne çıkar.
O koca sandıktan ise vaat çıkar, iş çıkar!
Amma velakin,
Hepsi boş laflar çıkar!
***
İşte,
Hülâsa’yı manzara,
İşçi, köylü,
Memur, emekli,
Esnaf, öğrenci…
Bu saatten sonra açlıktan nefesiniz inanın zor çıkar!