Yüzüncü yaşın kutlu olsun ey aziz vatan!
İSMAİL AKYILDIRIM
Babası öldü.
Yetim büyüdü.
Üvey evlat oldu.
Tutuklandı.
Hapse atıldı.
Sürüldü.
İşsiz kaldı.
Şöyle yazıyordu o sıkıntılı günlerde kaleme aldığı günlüğüne;
"Harcamalarım fazla değil, zira gelirim hep az"
Hastalandı, böbreklerinden...
Vuruldu, göğsünden,
Mesleğinden atıldı,
İdama çarptırıldı,
Kardeşleri öldü,
Karaciğeri iflas etti.
****
Evet...
Mustafa Kemal Atatürk bu...
Kısa süren ömrüne işte bunlar sığdı.
Bütün itilaflara, itilaf yaratanlara karşı mücadele etti...
Türkiye Cumhuriyetini kurdu.
Dedelerimizden kalan topraklarımıza göz koyan ülkelere karşı, kurtuluş savaşıyla karşılık verdi.
Yeryüzünde hiç bir komutanın askerlerine söyleyemediği muhteşem komutu yalnızca o verdi.
“Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum!”
Sakarya, Dumlupınar, Çanakkale, İzmir, Akdeniz...;
Kahraman ordusuyla omuz omuzaydı.
Cephede yattı, fırtına da, tipi de kar üzerinde uyudu...
Aç kaldı tok göründü.
Yiyecekleri sadece,
Hoşaf ve kuru ekmekti.
Askerinin kumanyası bile yoktu...
Keskin gözleri düşmana korku verdi.
Kaçacak in arıyordu düşman askeri...
Kocatepe buna şahittir !
İzmir şahittir !
Akdeniz şahittir !
Çanakkale’de dersini alan düşman askeri buna şahittir !
Mustafa Kemal yenilmezdi !
Bütün bu yaşananlardan sonra,
Cumhuriyet Türkiye'si...
On yılda onbeş milyon genç !
Demir ağlarla örüldü anayurdumuz en baştan...
On'lu yıllar, yirmi yi, yirmi li yıllar, kırk'ı ell yi buldu...
Altmış derken yetmiş...
Ve...
Büyük önder Atatürk'ümüzün kurduğu 100 yıllık Cumhuriyet !
Kimse zannetmesin,
Kimseler umutlanmasın,
Kim kimseler heveslenmesin...
Kimselere verilecek bir karış toprağımız,
Ne de bir tek çakıl taşımız var!
İyi biline ki;
“Türk vatanının bir karış toprağı için, millet tek vücut halinde ayağa kalkar!” diyen ölümsüz önderin evlatlarıyız...
Yüzüncü yaşın kutlu olsun ey aziz vatan!