Mutasarrıflıktan hiçliğe...
İSMAİL AKYILDIRIM
Nasreddin Hoca’ya sormuşlar:
"Kimsin?" "Hiç... " Demiş Hoca,
Hiç kimseyim...
Dudak bükülüp önemsenmediğini görünce, sormuş Hoca:
“Sen kimsin?”
“Mutasarrıf”ım demiş adam kabara kabara...
“Sonra ne olacaksın?”
Diye sormuş Nasreddin Hoca
“Herhalde Vali olurum” diye cevaplamış adam…
“Daha sonra?...” Diye üstelemiş Hoca
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim”
“Peki ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp
“Hiiiç...” Demiş...
“Daha niye kabarıyorsun be adam?
Demiş Hoca..
"Ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım!"
***
"Makam, mevki, rütbe, unvan; bunların hepsi cekettir...
Ceketi asar bir yere gideriz.
Arkamızda sadece insanlığımız kalır ve
öldüğümüzde sadece çıplaklığımızı götürebiliriz bu dünyadan"
Doğan Cüceloğlu böyle ifade ediyor en yüksek mertebeyi... "Sonuç hiçtir! "
***
William SHAKESPEARE ise
66. Sone de,
Müthiş tespitlerde bulunuyor...
***
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen'e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var o koyuyor adama...
Yeniden görüşmek üzere