MEDYANIN SOSYETE SAYFALARINDAN AZ SONRALARA...
İSMAİL AKYILDIRIM
Avrupa da en gelişmiş ülkelere bakınız.
Belki inanmazsınız ama yüksek sosyeteyi genelde bilim adamları,
yazarlar, akademisyenler, hakimler, savcılar, sanatçılar,
büyük düşünürler, doktorlar gibi meslek sahipleri oluşturur…
Bunlar o ülkelerde önemsenecek meslek sahibi insanlardır.
Ülkemize baktığımızda ise sosyete dedikleri meslek sahiplerini,
genelde türkücüler, magazini benimseyenler,
kırmızı pantolonlu erkekler, cinsiyeti tartışılır olan modacılar,
futbolcular, mankenler oluşturur.
Bu meslek sahipleri biran da yükseklerin en gözde sosyetesi olurlar.
Genel durum bunu gösterince, vatandaşlar, ilimi, bilimi,
felsefeyi, sosyolojiyi, sanatı kültürü bir kenara atıp,
çocuklarının artist olmasını hayal edip isteyerek,
bu meslek gruplarına karşı büyük bir sempati ile yetiştirirler…
Bırakın sosyeteyi bir kenara, artık vatandaş şanı ve şöhreti tercih edip
ve bu alemi yakından takip etmeye başladı…
Mesela, metropoller de çok görkemli davetler verilir.
Devasal açılışlar yapılır, kuzu çevirmeler,
üzerine cila olsun diye burma burma tatlılar yenilir.
Sünnet, düğün, nişan gibi önemli organizasyonlar da, kocaman tesisler kiralanır...
Dev ekranlarda slayt gösterimlere binlerce dolarlar ödenir.
Olabildiğince israf böyle davetlerde gecenin karanlığında gün ışığı gibi beliriverir.
Medyanın sosyete sayfalarında özel sayı, dev boyutlu resimler ile
çileli vatandaşın gıdasızlıktan zayıf düşen beyni sulanır...
Bizler ise halk olarak para verip aldığımız gazetelerde haber yerine,
Parası bol olan bu insanlar topluluğunun hareketlerini okumuşuz istemesek de...
Transparan, Yüksek topuk,
Yaz, kış, İlkbahar kreasyonları derken,
havyarlı, bitter çikolatalı ve viskili partilerini izlemişiz gecekondulu evimizde günlerce…
Sosyetenin platonik aşklarını takip etmişiz gece yarılarına kadar…
Birleşen, ayrılan, kaçamak aşkların yaşandığı bu rezil dünyanın adının
birliktelik olduğunu öğrenmişiz az sonralı dakikaların ardından…
Hep eleştirdik halk olarak, hem de müptelası olduk bu yaşanan olayların ve programların!
Heyecanla takip edi verdik yazılı basından görsel medyadan.
Kimler kimi ebelemiş, sobelemiş dakika dakika özet çıkardık.
Kısacası kafaları ütülemeden,
Toplum olarak mahremiyeti bitirdik, biti verdik farkında olmadan...