Hal, hikaye ve manzara böyle…
İSMAİL AKYILDIRIM
Bir düşünün halkımızın büyük bir bölümü
bankalara neden borçludur?
Yanıtını ben vereyim…
Düşük gelirin, büyük giderler karşısında eriyip gitmesindendir.
Dayanıklı tüketim ürünlerinden tutunda,
Gıda maddelerinin bile kredi kartı ile satın alındığı
bu sistem içerisinde A dan Z ye herkes
bankalara borçlu vaziyettedir.
Özellikle kamu çalışanlarının ve emeklilerin
durumları S.O.S vermektedir.
İnsanların alım gücü düştüğü gibi,
enflasyonun yükselişinden en çok bankalar karlıdır.
Küçük esnaf ve büyük mükellefler,
Uzun vadeli borç altında inim inim inlemekteler.
Deyim yerinde ise, umudun bittiği yerdeler!
Ekonomi başka raydan gidiyor, tüketici başka raydan...
Halk arasında ise bunun adına
"rayından çıkmış ekonomi" deniliyor.
Bu durumu,
Yalnızca ben değil,
Gözü gören, kulağı iyi duyan herkes söylüyor!
Kafaları karıştırmadan, görülen gerçeklerde vardır ki,
Ülke ekonomisi istenilen rotaya girmedi, giremedi!
Bankaların yüksek faizleri ise,
geçmiş yıllara oranla daha yüksek bir yol izlemektedir.
Her şey çok güzel deniliyor,
Oysa ki metropollerde kepenk kapatan esnaf öyle demiyor...
Büyük işletmeler ise çeklerini ödeyemez vaziyetteler.
Yani anlayacağınız iş dünyası bile, kazasız,
belasız günü kurtarmanın peşinde!
Fren patladı...
Direksiyon elinizden kayıyor,
Karşınızda kocaman bir tır !
Ve siz hala ayağınızın altında ısrarla fren arıyorsunuz...
Bu duruma kara kara kargalar güler!