İSLÂM BARIŞI, HUZURU VE KARDEŞLİĞİ EMREDER
ALİ SALGAR
İslâm, teslimiyettir. Kula değil Allah’a teslimiyettir. İslâm dini, sevgi, barış ve hoş görü dinidir. İslam, Arapça da ( barış) kelimesiyle eş anlamlıdır. İslam, Allah’ın sonsuz merhametin, huzurun ve şefkatin yeryüzünde tecelli etmesidir. İslam dini insanlara barış ve huzur dolu bir hayatı sunmak için indirilmiştir. Allah, insanlara kötülük yapmaktan sakınmalarını emretmiştir. Yeryüzünde fesat çıkarmak nifak tohumları ekmek zulmü, zorbalığı, öldürmeği, kan dökmeyi kesinlikle men ederek yaşam süresince kardeşliği hoş görüyü barış ve huzuru seçerek insanca ve dostça yaşamayı ön plana çıkarmıştır.
Nitekim Bakara Süresinin 208. Ayetinde Allah (C.C) şöyle buyuruyor. “ Ey iman edenler, hepiniz topluca ( barış ve güvenliğe) İslâm’a girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık düşmandır” demekle Allah insanların güvenliğini ancak İslam ahlakıyla, ama gerçek İslam ahlakıyla kazana bilir, yoksa bu günkü çoğu sokak bilgileri kendince uydurulan dinle İslam yaşanılmaz ve ahlak kazanılmaz. Ama maalesef günümüzde bazı din bezirganları ve rant çevreleri kendi yaşam dünyasına göre İslam’ı şekillendirmektedir ki, bu asla Hazreti Peygamber efendimize indirilen İslam Anayasası olan Kur’an-ı kerimde mevcut değildir. Allah (c.c) Kasas süresinde “Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanları sevmez” görüldüğü gibi Allah şiddet, terör gibi kan davası, kin ve düşmanlık gibi, bozgunculuk hareketlerini yasaklamış ve lanetlemiştir.
İslam dini, düşünce hürriyetini ve özgürlüğü savunmaktadır. Dinde zorlama yoktur. Herkes özgürce yaşama ve ibadet etme hakkına sahiptir. Kimse kimseyi, kendi gibi yaşamaya zorlayamaz bu dinen de memnu kılınmıştır, ahlâken de doğru bir davranış değildir. Cenabı Mevla Bakara süresinin 256. Ayetinde “ Dinde zorlama ( ve Baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk sapıklıktan apaçık ayrılmıştır.” Herkes ibadet etme özgürlüğüne sahiptir. Kim nasıl inanırsa öyle yaşar. “Senin dinin sana, benim dinim bana” ( Kafirun süresi)
İslam dini, bir başkasının canına kıymayı yanı öldürmeyi şiddetle men etmiştir. “ Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın ( haksız) yere öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu( öldürmesine engel olarak) diriltirse bütün insanları diriltmiş olur”
Velhasıl İslam dini tüm insanlığa barışı huzuru kardeşliği yeryüzünde fesat çıkarmadan bir arada kardeşçe yaşamayı, insanlar arasında ayrım yapmadan eşit olarak, imtiyazlı kişi ve zümre yaratmadan yaşamayı emreder. Yani Semavi kitapların sonuncusu ve en mükemmeli olan Kuran-ı kerim ve onun hitap ettiği İslam dini, Kainatta barış ve huzur içinde yaşamayı istemektedir. İslam dini tektir. O dinin kitabı da Kur’an -ı kerimdir. İlelebet de öyle kalacak ve onun içeriğinde inzal olan ilahi emirlere göre de dini yaşam sürecektir. Bu dinde Cemaat, Tarikat, Şeyh gibi uydurma topluluklar yoktur. Tek yol vardır Hazreti Muhammed’in İslam yoludur. ALLAH indinde en mükemmel din İslam dinidir, bu dinin en büyük özelliğinden biri de hoş görü ve bağışlama kutsiyetidir. Milli birlik ve beraberliği kardeşliği esas alır. Aynı koşullarda eşit yaşamayı inananlarına tavsiye eder. Öğütler güzel sözlerle.
Yani İslam dini herkesin kendi doğrusu ya da kendi algısına göre değil. İlahi emirleri bizatihi hiçbir katkı olmadan menfaat elde etmeden ihlas ve samimiyetle yerine getirmek, kula değil Yaratanına kul olmaktır. Müslüman olmak Müslümanca yaşamakla mümkündür. Bunun içinde her türlü emir edilenleri yapmak nehiy edilen yani dince yasak olan şeylerden uzak durmaktır.