1xbet restbet betpas mariogame.net
jojobet
casibom
hoşgeldin bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025
Marsbahis
deneme bonusu veren siteler
Holiganbet
alanya bayan escort
Bugun...


İSMAİL AKYILDIRIM

facebook-paylas
Bu hafta kocaman bir teleskop ile dünyaya baktım…
Tarih: 09-08-2024 23:26:00 Güncelleme: 10-08-2024 12:10:00


Bu hafta kocaman bir teleskop ile dünyaya baktım…

 
 
İSMAİL AKYILDIRIM

 
 
Avrupa’dan gık denecek kadar ses yoktu…
Gayet sakinlerdi.
Nazar mı deydi desem, inanmazlardı zaten nazara..
Sınırlar ortadan kalkınca daha bir cimri olmaya başlamışlardı.
Turistik gezileri geçmiş yıllara oranla, daha da azalmış vaziyetteydi.
Her nedense, eskisi kadar ilgilerini çekmiyordu Asya ülkeleri...
Kebap şiş, aslan sütü içenlerin sesleri kısılmıştı her ne hikmetse!
Anladım ki;
Galiba bizim memlekette satılan,
şişe su fiyalarından rahatsız olmuşlardı...
 
*
 
Amerika’ya baktığımda,
sessiz ve uyku modunda,
Suriye ve Ortadoğu’yu
HD kalitesinde izlemeye devam ediyorlardı.
"İsrail sempatizanlığı tavan yapmış" gibi göründü teleskobumda...
Hırs, ihtiras, sömürü ve dünyada el konulacak ne varsa
kanadını açan kartal vaziyeti alarak, kleptomani hastalığı formatında
Ortadoğu'yu ve Asya kıtasını izliyorlardı.
 
*
 
Teleskobumu aniden çevirmem ile birlikte gözüm İran'a takıldı.
Bir zamanlar,
Daha bir uysal,
Daha bir uzlaşmacı politika izlemeye gayret gösterirken,
Şimdilerde ise durum çok farklıydı...
Bir eliyle sol gözünü kapatıp,
açık olan diğer gözüyle habire İsrail’e bakmakla meşgullerdi…
İsrail'e diş bilemiş ama bir halt yapmayacaklarını aleni olarak belli ettiriyorlardı...
"Vuran oğul ataya bakmaz" sözünü alt üst etmişlerdi adeta!
 
*
 
Ermenilere ise,
Büyük Ağrı Dağının tepesine içlerini çeke çeke bakıp,
Ela göz dağı ile kendilerini teselli ediyorlardı…
Paşinyan maşinyan,
paşa maşa geçinip gidiyorlardı sesleri çıkmadan vesselam...
 
*
 
Yunanistan,  
Yaşlı vatandaşları eski dede baba mitolojilerine sadık kalıp,
çocuklar gibi oyalanıyorlardı…
Aklı kesenleri ise,Amerika'dan alacakları üç beş adet teyyare hesabıyla
meşgullerdi.
Kıbrıs meselesi ise içlerinde sızlayan romatizmal bir hastalıktı.
Adeta, yüreklerinde nasır ve taş bağlamıştı.
Kıbrıs, nafile ve beyhude hayallerdi onlar için...
 
*
 
Çin…
Bir an New York’a baktığımı zannettim...
Teleskopumun camlarını iyice sildim.
Yanlış görüyor muşum meğer.
Burası düpedüz Çindi !
Dev kuleler, sanayi, ticaret, giyim kuşam, tıp’ta büyük ilerlemeler…
Vay vayy!
Yürüyerek gelseler,
Her tarafı düzleyip geçecek kadar kalabalık, bir o kadar da vahşilerdi…
İçlerinde sayısızca hem insan, hem köpek kasapları vardı.
Doğu Türkistan katilleri olarak ün salma peşindelerdi!
Asimilasyon dayatmaları habire devam ediyordu.
 
*
Sonra Afrika…
Çikolata tenli  çocukların beyaz düşlerine darbe vuran yoksulluk…
Bu yüzyılda bile hala devam ediyordu.
Kesintisiz ve aralıksız kapitalizmin çemberinden kurtulamamışlardı!
Sömürge dönemine ait kalıntıların izleri gün ışığı ile birlikte ortaya çıkıyordu.
Avrupa’dan gelen, birkaç mavi gözlü, sarışın kadın,
ellerinde bir iki adet pet şişe su ve çocuk maması ile birlikte,
fotoğraf çektirmek için oyalanıp,
adına ise “Afrika’ya yardım” yapıyoruz diye
atıfta bulunuyorlardı...
 
*
 
Gökyüzü kararmaya başlarken,
Teleskopu mu yavaşça kendi ülkeme çevirdim…
Bolca ışıkları yanan ve adına metropol denilen bir kente gözüm takılıverdi.
Eğlence mekanlarının ağzına kadar dolduğu,
Zengin ve bakımlı kadınların boy gösterdiği, gece kulüpleri vardı.
Pahalı otomobiller tren katarları gibi dizilmişti…
Ve birkaç cadde ötede ise,
Pazar yerlerinden çöpe atılan,
Yenmeyecek durumda ki salata ve domatesleri,
yemek atıklarını toplayan vatandaşlarla doluydu!
 
*
 
Ardından geçim sıkıntısı çeken emekliler kervanına kafam takıldı.
Seslerini duyurmaya çalışıyorlardı zülfüyare!
İşçiler vardı...
Seslerini duyurmaya çalışan yurttaşlar...
"Tencere kaynamıyor" diye figan edenlerle doluydu!
Belli ki canları acımıştı yoksulluk karşısında!
 
*
 
Demokrasi vardı ya hani...
Kaliteli ve eşit yaşamaktı diğer bir adı.
Gelir dağılımında, yemede, içmede, eğlence de,
acı da, hüzünde, mutlulukta eşittik!
Demokrasi, “sen de benim kadar iyisin” demekti ya…
Bunu geçirirken usumdan,
İşte tamda o esnada…
Bir el'in omzuma dokunduğunu hissettim ve irkildim!
Kafamı yana çevirip baktığımda,
Karşımda, reformcu ve kölelik karşıtı olan,
Theodore Parker duruyordu.
“O söz bana aitti dostum…
Senin bu yazdıklarından sonra lafımı geri alıyorum!”
Dedi ve gitti...

 
 




FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI