Feleği şaşmışlar, şakülü kaymışlar...
İSMAİL AKYILDIRIM
Mevsim yaz, aylardan Ağustos...
Riviera kıyısında küçük bir kasaba,
Yaz sezonu ancak yağmur yağıyor,
Yani kasaba bomboş,
Herkesin borcu var ve kredi ile yaşıyorlar
Şans eseri otele bir Rus turist geliyor.
Ve resepsiyona 100 dolar bırakıp, odaya bakmaya çıkıyor.
Otel sahibi parayı hemen alıp, kasaba olan borcunu ödüyor.
Kasap, 100 doları hemen kaparak toptancıya olan borcunu vermeye gidiyor.
Toptancı büyük bir sevinçle parayı alıp,
kriz nedeniyle kredili hizmet veren son defa birlikte olduğu fahişeye götürüyor.
Fahişe parayı alıp aynı otele giderek oraya olan borcunu ödüyor.
O anda Rus müşteri odadan geri dönüyor ve odayı beğenmediğini söyleyip
100 dolarını geri alarak kasabayı terk ediyor.
Rus müşterinin bu ziyaretinden somut olarak hiç para kazanan olmuyor.
Ancak,
Tüm kasaba borçlarından kurtuluyor ve yeni turistin
geleceği ümidiyle yarına daha bir umutla bakıyor.
Bu durum, ABD’de uygulanmakta olan tedbir paketleriyle krizden çıkma yöntemi...
****
Gelelim ikinciye;
Çorba kaşığı 50 lira…
Büyük tesbih, çakmak 100 lira…
Erkek kemer 100 lira,
Göz boncuğu 50 lira,
Yorgan ipliği,
Tırnak makası 100 lira...
Bir dağ köyünde seyyar satıcı bir amca,
acaba günde kaç tane bu ürünlerden satar ve kaç para kazanır?
Ben merak ettim doğrusu…
Mesela bugün biraz çok sattı diyelim…
Ve 2000 lira kazandığını farz edelim.
500 gider benzine, geriye kalır bin beşyüz lira.
Anlayacağınız ayda eder 45 bin TL..
8 nüfuslu bir aile düşünelim...
Ekmeğini taştan çıkaran ve garibanın elinde kalan günlük 1500 lirayla
kaç çocuk bakıp besleyecek veya okuta bilecek?
****
Oysa ekonomiden sorumlu kişiler yaşam standardının,
güllük ve gülistanlık olduğundan çokça ve sıkça bahsediyorlar.
Sendika ve piyasa araştırmaları ise,
ne gülden ne de gül bahçesinden hiç ama hiç bahsetmiyor!
Yani mutfak ve mide sorunu hala bitmiş değil!
Sözüm ona;
Seyyar emmi ve seyyar tezgahı,
ekonomi uzmanlarının ve hiç kimsenin umurunda bile olmuyor!
Ne demiştik?
Jilet,
Kumanda pili,
Naylon gözlük,
Sapan lastiği,
Balon…
Bunların hepsi para etse kaç yazar?
Ödünç 100 dolar ile günü kurtarmasını bilenlerle,
bizim seyyar emmiyi bir kefeye koyamıyoruz.
Her ne ise...
Kriz belli,
ayvayı yiyen belli,
nevaleyi götüren belli...
Yani kafası iyi basanların, işini iyi bildikleri besbelli!
Seyyar satıcının dediği gibi…
Feleği şaşmışlar,
Şakülü kaymışlar,
dünyası kararmışlar var burada!
Yani garibanlar !
Tüh beeee! Gördünüz mü?
Tutamadım yine kendimi…
Haydaa! Eşek arısı soksun dilimi!